Turizm Cenneti Göksun

      Belediye Başkanımız Sayın Yrd. Doç. Dr. Ramazan HURÇ'un direktifleriyle, ilçemizin yerel basın organlarından Göksun Gündem Gazetesi sahibi Nurettin Dal ve gazetenin yazarlarından Selahattin Dal tarafından hazırlanan ‘Keşfedilmeyi Bekleyen Turizm Cenneti: GÖKSUN' başlıklı yazısı Türkiye'nin en önemli ekonomi ve İş Dünyası dergisi PLATİN'in Haziran ayı 2011 sayısının Kahramanmaraş ekin'de yayınlanmış olup aynı yazı aşağıda sunulmuştur.

KEŞFEDİLMEYİ BEKLEYEN TURİZM CENNETİ: GÖKSUN

      Dünyada ne kadar insan var ise o kadar da farklı zevk vardır. Bu sebepledir ki dünyanın her köşesi farklı güzelliklerle bezenmiştir. Bununla birlikte bizler biraz da torpil geçerek Anadolu'yu cennet vatan olarak tarif ederiz.

      Bu ayki sayımızda bu cennetin saklı kalmış bir bahçesini, Göksun'u, sizlere tanıtacağız. Yazımızda özellikle Göksun'un tarihî, coğrafî güzellikleri ile ekonomi ve turizm açısından sahip olduğu potansiyeli sizlerle paylaşıp, özellikle saklı kalmış bakir güzelliklere meraklı kâşiflere farklı bir alternatif sunmayı planlıyoruz.

      Kahramanmaraş'ın en kadîm ilçelerinden biri olan ve birçok medeniyetin izlerine rastlanılan Göksun ile yakın çevresinin bilinen tarihi Asur ve Hititlere kadar dayanmaktadır.

      Selçuklular zamanında Türklerin eline geçen ve Dulkadiroğulları Beyliği ile Osmanlı döneminde önemli merkezlerden biri haline gelen Göksun'daki tarihi kalıntılar ve buluntular, yazılı kaynaklar ve yeni yapılan araştırmalara göre bölge, Mama Krallığından, Asur koloni çağından, Hititlerden, Romalılardan, Bizanslılardan, Haçlılardan, Müslüman Araplardan, Memluklardan izler taşımaktadır.

      Göksun'un bu kadar eski bir tarihe sahip olmasındaki en önemli etken hiç şüphesiz stratejik bir geçiş noktasında bulunmasıdır.

      Eskiçağ'dan bu yana Orta Anadolu'dan Maraş üzerinden Mezopotamya'ya geçen sarp geçitler üzerinde yer alan Göksun; ticaret yolu (ipekyolu) ve orduların geçişlerine köprü olmuştur.

      Diğer taraftan Geben, Andırın, Kadirli kanalıyla İskenderun limanına bağlanarak İç Anadolu ve Doğu Karadeniz arasında da bir köprü vazifesi görmüştür.

      Göksun'un tarih sahnesinde var olmasını mümkün kılan bu özelliği günümüzde de devam etmektedir. Mesela yakında yapımına başlanacak olan ve Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayacak Ordu- İskenderun otoyolu ile yine bu geçiş noktası özelliğini artırarak devam ettirecektir.

      Buram Buram Tarih Kokan Göksun
      Gelin şimdi de İlkçağ tarihi araştırmacılarına kaynaklık edecek önemli merkezlerden olan bölgedeki tarihî kalıntıları biraz daha yakından tanıyalım.

      Höyükler: Göksun ve çevresinde Hititlerden kalan pek çok höyük bulunmaktadır.

      Üzerinde halen seramik parçaları bulunabilen ve bölgenin en büyük Höyüğü olan Göksun Höyüğü tarihe tanıklık etmektedir.

      Şehrin merkezinde yer alan höyük üzerine yapılan ve Panaromik görünümlü Kalepark denilen çay bahçesinde çayınızı yudumlarken tüm güzelliğiyle ayaklarınızın altına serilen Göksun ovasını ve şirin Göksun'u seyredebilirsiniz.

      Bu höyüğün yanında tarihleri M. Ö. 4000'li yıllara dayanan bölgedeki Bozhöyük, Kanlıkavak, Çataltepe ve Maltepe gibi yerleşim yerlerinde bulunan höyükler de meraklılarının ilgisini bekliyor.

      Kaleler ve Mezarlar: Göksun'un batı bölgesi köyleri ve dağlarında pek çok tarihi mekâna rastlamak mümkündür.

      Yapılan yüzey araştırmalarında Hançer Deresi (Göksu) ile Aksu Dereleri arasında kalan Kırıkkilise, Kazandere, Kaleboynu, Kırkkuyu, Hacıkodal; yine Büyükçamurlu ve Küçükçamurlu (Hamamgözü), Büyük ve Küçükkutu, Değirmendere gibi köylerde Hitit, Kapadokya Satraplığı, Selefkos, Roma ve Bizans dönemine ait Sunak, Kilise, Hamam, Amfi Tiyatro, Kale, Kaya Mezarı ve Kaya Evler gibi tarihi mekânlara rastlanıyor. Ayrıca Taşoluk Kasabası (şirin şehir) 1. Derece sit alanı olan hazine üzerine kurulu bir yerleşim yeridir.

      Göksun'un Yağbasan olarak adlandırılan ve Varsak köylerinin bulunduğu bölgede Hançer Deresi denilen kanyonun kenarında Aybastı kalesinin önemli bir tarihi alan olduğu anlaşılmaktadır.

      Pek çok devlet tarafından kullanıldığı anlaşılan bu kalenin üzerinde bir demir madeni ocağı bulunmaktadır.

      Kalenin üzerinde Hititler dönemine ait olduğunu tahmin edilen seramik parçalarına da rastlanmaktadır.

      Yine Hançer deresi kanyonunun yamacına yapılan Kaleboynu kalesi denilen kalenin üst kısmında da bir manastır kalıntısı vardır.

      Buralarda Hititologlar tarafından yapılacak ciddi araştırmalar bölgenin İlkçağ tarihini aydınlatmaya yardımcı olacaktır.

      Şehir Kalıntıları: Göksun'da en önemli şehir kalıntısı Küçükçamurlu Köyü ile Büyükkutu Mezrası arasında bulunmaktadır. Tanrıça Ma kültünün merkezlerinden biri olan Komana ile aynı döneme ait olduğu düşünülen bu şehir kalıntısı Hamamgözü (Hamamönü) denilen yerde bulunmaktadır.

      Bir diğeri de Kazandere Köyü'nün Kırıkkilise Mezrası'ndaki tarihi kalıntılardır. Hamamgözü şehri sulak bir alana kurulmuş olup, sırtını doğusunda bulunan bir tepeye dayamıştır.

      Burada Hamam denilen bir yapı kompleksinin etrafında pek çok tarihi kalıntı vardır. Hamamın kemerleri ve önünde bulunan bir sur kalıntısı hala ayaktadır. Etrafta bulunan yamaçlarda pek çok kaya mezarına rastlanmaktadır.

      Buranın 500 metre kadar doğusunda ise önemli bir alan içerisinde kuvvetli ihtimalle bir anfi tiyatro kalıntısının sahnesi hala ayaktadır. Bu tiyatronun yakınında kayalar içine oyulmuş karşılıklı bir kilise ile bir sunak bulunmaktadır. Geniş bir alana yayılan bu şehir kalıntılarından bir zamanlar burada beş bin ila on bin insan barınacak kadar büyük bir şehir olduğu tahmin ediliyor.

      Kaçak kazı sonucu Göksun'a 5 km mesafedeki Temurağa Köyü Hacıyusuflu tepesinde ortaya çıkarılan 3m x 6m ebatlarındaki mozaik üzerinde değişik bitkisel geometrik motifler ve 5 satır Grekçe yazıt bulunmaktadır.

      Grekçe Yazıtta; "Eşin Hedia ve çocuklarınla burada sağlıklı banyo yap. Ey Iphikradtes düşmanlarına karşı müşfik, dostlarına karşı kararlı ol, tek başına olsan bile kendini büyük bir kalabalık gibi sunarak en güzel şekilde yaşa, benim için ne istiyorsan Tanrı sana iki katını versin." yazmaktadır.

      Yapılan çalışmalar sonucunda söz konusu alanın M.S 4-5 yy Roma Dönemine ait Antik bir yerleşim yeri olduğu kanaatine varılmıştır.

      Bunlardan başka Göksun bölgesinde başta Yiricek, Kulunçtaş olmak üzere Büyükkızılcık, Payamburnu, Hacıkodal, Çığşak ve Mazgaç, Fındıklıkoyak, Taşoluk ve Değirmendere gibi yerlerde kale, kaya mezarı ve yerleşmesi, tapınak gibi pek çok kalıntılara rastlanmaktadır. Bu kaya mezarları, bölgede insanların M.Ö. 10.000'li yıllarda yaşadığını göstermektedir. Bu durum bölgenin tarihini Prehistoria'ya (tarih öncesi) götürmektedir.

      Doğa Harikası Göksun
      Sanayileşme ve bilinçsizlik yüzünden tahrip olan dünyanın el değmemiş nadir mekânlarına Göksun'da tanıklık edebilirsiniz. Kilometrelerce uzanan kanyonları, el değmemiş çam ormanları, yaylaları, çok sayıda endemik bitkileri ve coşkun sularıyla bir doğa harikası Göksun. Yayla turizmi, kış turizmi, doğa yürüyüşü, rafting ve alabalık tesisleri doğa ve lezzet tutkunlarını bekliyor.

      Yayla turizminin merkezi: Meryemçil Yaylası: 
      Yüksek dağları, dağların çevresinde yer alan düzlükleri ve ayrıca serin havası ile yaylacılık açısından son derece zengin bir yerdir Göksun ve çevresi. Binboğa ve Berit dağlarının çevrelediği bölgede çok sayıda yayla bulunmaktadır. Özellikle Karacoğlan'ın şiirlerinde de kendisine yer bulmuş olan ("Göksundur, yaylanın hası, Eridi gönlümün pası, Deli ardıç mağarası, Karataş'ın belin gördüm". Karacaoğlan) Meryemçil Yaylası yörenin en gözde yaylası konumundadır.

      Göksun'da Raftinge Ne Dersiniz?
      Kalaboynu Köyü çevresinde bulunan Hançer Kanyonu eşine ender rastlanır güzelliklerdendir. 18 km uzunluğundaki kanyonun kimi bölümlerinde derinlik yer yer 300-350 metreyi bulmakta ve buralarda dağ tırmanıcıları için çok uygun yerler bulunmaktadır.

      Tarihi Aybastı Kalesinden başlayıp Kalaboynu Köyü'ne kadar devam eden kanyon eşsiz manzarasıyla görenleri hayrete düşürecek güzellikte. Bir de bu güzelliğin üstüne özellikle bahar aylarında iyice coşan akarsuyu gözünüzün önüne getirirseniz sanırım tablo tamamlanır.

      Bu coşkun su heyecan tutkunu raftingciler için biçilmiş kaftan. Bizden söylemesi.

      Sadece burası mı? Göksun doğa cenneti diye boşa söylemedik. Mehmetbey Köyü sınırları içerisinden çıkan ve içerisinde kırmızı benekli alabalıkları barındıran Telbüzek (Törbüzek, Terbüzek) çayı bir âb-ı hayattır.

      Kömür Köyü'nden başlayıp Göksun'dan geçerek yoluna devam eden ve bünyesinde yöreye has kırmızı benekli alabalıkları da barındıran Kömür Suyu da raftingcileri bekliyor.

      Doğal Klima Merkezi
      Göksun, iklimi bakımından Türkiye'nin belki de en ilginç yeridir. Coğrafi olarak Akdeniz iklimi ile İç Anadolu'nun karasal iklimi ve Güneydoğu Anadolu'nun kurak iklimi Göksun'da adeta harmanlanmıştır.

      Bu özelliği, hem iklimde hem de bitki örtüsünde oldukça kararsız, daha doğru bir ifadeyle kendine özgü bir durumun ortaya çıkmasına sebep oluyor.

      Bunun en tipik örneği belki de Karadeniz iklimine özgü bir bitki olan fındığın Göksun'un Fındıklıkoyak ve birçok köyünde yetişiyor olmasıdır.

      Türkiye, 3000 civarında Endemik bitki ile dünyanın önde gelen ülkelerindendir. Göksun'da yetişen Endemik bitkilerin de bunda büyük rolü vardır. Zira ikliminin etkisinden ve kavimlerin geçiş noktasında olmasından olsa gerek, Endemik bitki çeşidi oldukça fazladır. 

      Türkiye'de mevsimin son kirazını Göksun'da yiyebilirsiniz. Yetişmesi heyecanla beklenen ama kısa sürede tükenen kiraz en sevilen meyvelerdendir.

      Göksun kirazı hem kalitesi hem de her yerde kiraz bittikten sonra burada yetişmesi ile önemli bir ürün. Üstelik dayanıklılık yönünden de benzerleriyle kıyaslanamayacak özellikte. Bu özelliğinden dolayı kiraz üreticiliği Göksun'da son dönemlerin en gözde yatırım araçları arasında yerini almış bulunuyor.

      Kirazın yanı sıra Göksun, elma yetiştiriciliğinde de son yıllarda atağa geçmiş durumda. Yıllardır Çardak ve çevresi ülkenin elma ihtiyacının karşılanmasında önemli bir yer tutuyordu.

      Şimdilerde yeni yatırımlarla kurulan modern elma bahçeleri önümüzdeki yıllarda bölge ve ülke ekonomisi için önemli olacaktır.

      Göksun elması gece ile gündüz arasındaki iklim farklılığından dolayı diğer yörelerde yetişen elmalara göre önemli farklılıklar göstermektedir. Göksun elması renkte, sertlikte, sululukta ve rayihada damak zevkine hitap ediyor.

      Sizleri El Değmemiş Ormanlarımızda Doğa Yürüyüşüne Bekliyoruz! 
      Göksun tarih boyunca önemli bir geçiş bölgesi olmuştur. Bunda, sık ormanları ile zengin bitki örtüsünün ve bu yönüyle hem gıda temini hem de güvenlik açısından sağladığı avantajın büyük rolü olmuştur.

      Tarihte böyle bir öneme sahip olan Göksun, günümüzde de bozulmamış doğasıyla dikkat çekiyor.

      Özellikle Mehmetbey Köyünden başlayıp güneye doğru Çamurlu köyüne kadar devam eden çam ormanları, hem yaya yürüyüşü, hem bisiklet turu hem de atlarla geçilebilecek çok özel bir mekândır.

      Yeşilin farklı tonları, su kaynakları ve tertemiz havasıyla bir oksijen deposu olan bölge doğa tutkunlarını bekliyor.

      Bunlara ilaveten Çerkez kültürünün bozulmadan yaşatıldığı Mehmetbey ve Çamurlu köyleri, yapılacak küçük düzenlemelerle otantik birer köy haline getirilebilir ve yoğun iş hayatından sıkılıp kafa dinlemek isteyenlere sunulacak çok cazip bir tatil mekânı olabilir.

      Bölge Kayak Merkezi Oluyor!
      Binboğa Dağları yörenin yaz kış yaşam merkezi olmaya başladı. Yazın yayla vazifesi gören dağlar bundan böyle kışın da kayak merkezi olarak hizmet vermeye hazırlanıyor.

      Mürsel Köyü yakınında bulunan Kuruoğul ya da Kuru göl olarak bilinen yaylada kayak merkezi yapılması için Türkiye Kayak Federasyonu tarafından ön rapor tamamlanmıştır.

      Yılın ilk karı iki bin metre yükseltisiyle bölgenin çatısı olan bu yaylaya düşüyor ve en son buradan kalkıyor.

      Kuruoğul Yaylası bu özellikleriyle son yıllarda kar sıkıntısı çeken kayak merkezlerine bir alternatif olmaya adaydır ve buraya yapılması planlanan; başta kayak merkezi olmak üzere, çim kayağı, trekking, yamaç paraşütü, paintball, atış alanları, futbol ve voleybol sahaları gibi tesisler yaylanın cazibesini hiç şüphesiz artıracaktır.

      Son Söz:
      Hayattan zevk alarak yaşamak bir marifettir. Bu marifetten en fazla nasibini alanlar hiç şüphesiz en çok gezenler olsa gerek. Çünkü onlar, dünyanın nimetlerini ve güzelliklerini doyasıya yaşıyorlar. Sözümüz hem hayattan zevk alarak gezenlere hem de içinde yaşadığı halde bu güzelliklerin farkında olmayanlara. Tarihiyle, kültürüyle, doğal güzellikleriyle ve iklimiyle Göksun, hayattan zevk almak isteyenlerin mutlaka görmesi gereken bir yer. Bunların yanı sıra Göksun ekonomik ve siyasal alandaki başarılarıyla ve şehircilik hamlesiyle de yakın geleceğin parlayan yıldızı olmaya çok kuvvetli bir aday. Meraklısına duyurulur. Bizden söylemesi.

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam61
Toplam Ziyaret678115
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
Hava Durumu
Saat
Takvim
Mail adresimiz
goksun@goksunlular.com
Göksun Üzümü
Göksun Çileği
Çiftçinin emeği
Göksun Çileği
Elma
Göksun-Der Logo