Göksun ve Çevre Sağlığı Tehlikesi...  İsviçre’nin sanayi bölgesi içinde bir küçük bir yerleşim bölgesi içinde akıp giden küçücük bir dere dikkatimi çekmişti. Dikkatimi çeken şey ise sanayi tesislerinin içinden süzülerek akıp giden bu küçücük derenin suyunun tertemiz olmasıydı. Ancak suyu dikkatlice izlerken gördüklerim karşısında dona kaldım. Bu küçücük derenin suyunda rengârenk irili ufaklı balıklar yüzüyordu. Araştırmalarım sonucunda bölgedeki sanayi tesislerinin kirliliğinin kontrolünün bu dere suyu ile yapıldığını öğrendim. Çok hassas bir yapıya sahip olan balıklar en küçük bir mikroplu atık ile zehirlenip ölüyorlar. Eğer bu derede bir balık ölürse hemen bölgedeki mikrop sızıntısı araştırılıyor ve ilgili tesise ciddi yaptırımlar getiriliyor. Deredeki balıklar ise mikroba karşı bağışıklık kazanmasın diye belirli aralıklarla su yatağı değiştirilerek balıklar yenileniyor. Sizlere kısaca anlattığım izlenimlerimden sonra; Göksun’un kuzey bölgelerinden doğup ilçeyi boydan boya ve Göksun ovasını da bir kavisle geçip Aslanbey çiftliği, Yantepe, Karaahmet, Temurağa, Hacıömer, Gücüksu, Fındık, Deveboynu, Kargabükü, Esence, Hüyüklü, Atlaş ve Yazıdere’yi aştıktan sonra Ceyhan nehrine kavuşan Göksun çayı ve Kömür suyunun bu günkü durumunu paylaşmak istedim. TERBÜZEK – GÖKSUN ÇAYI Yaşıtlarım ve daha büyüklerimizin de hatırlayacakları gibi geçmişte Göksun çayının suyu o kadar temizdi ki, bu suyu rahatlıkla içebiliyorduk. Küçüklüğümüzde köprübaşı bölgesinde suya girip elleri ile taşların arasından balık tutan insanları saatlerce izlerdik. Bu suda temiz sularda yaşamasıyla bilinen 5-6 kiloluk kırmızı benekli alabalıklar yakalandığına çok şahit olduk. Şimdi bırakın bu suyu içmeyi kazara suya elinizi soksanız kaşıntı yapıyor. Göksun çayının üst bölgelerinde su kirliliği nedeniyle hemen hemen hiç balık kalmadı. Daha alt bölgelerinde balık avladığınızda ise balıkların neredeyse hiç çırpınmadan öldüklerine şahit oluyorsunuz. Üstelik bu balıklar içerdiği pis kokudan dolayı yenilemeyecek durumdalar. Geçmiş tarihlerden itibaren yerel yönetimler gerekli tedbirleri almadığı için; Küçük sanayi sitesinin bu suyun yanında konuşlandırılmış olması ve hiçbir tedbir alınmadan bütün sanayi atıklarını bu suya akıtması, Göksun şehir pisliğinin yanında lağım sularının da açıktan bu suya boşaltılması, Mezbaha atıklarının direk suyun üzerindeki tesisten bir işleme tabi tutulmaksızın suya bırakılması, Hatta su içerisinde değişik hayvan leşlerinin bulunması, Göksun çayı Çevre sağlığı açısından önemli bir tehdit unsuru haline gelmiştir. KÖMÜR SUYU Orta tepe köyü alt tarafında Kömür suyu yanında hiçbir tedbir alınmadan oluşturulan şehir çöplüğü ise, ilçenin bir diğer Çevre sağlığı tehditçisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çöplükte herhangi bir ayrıştırma işlemi yapılmadığı için tıbbi atıklar ile diğer çöpler aynı anda çöp alanına bırakılmaktadır. Gerek çöp yanında yen alan kömür suyu gerekse sızıntılar sonrası yer altı sularına karışan bu kirli atıklar gerek kanal gerekse sondaj sulama sistemi ile tarımsal alanlara ve üretilen meyve-sebzelere bulaşmaktadır. Diğer taraftan bu çöp yığınları sık sık yakılarak imha edilmeye çalışılmaktadır. Göksun’un övünülen güzel havası ise yıllar geçtikçe bu çöp yığınlarının yakılması ile bozulmuştur. Güzel yaz günlerinde yakılan çöplerin dumanı ve isi kara bir kabus gibi ilçe ovasına sinmektedir. Bu durumların ise yayla turizminde iddialı olan ilçemize olumsuz katkıları olmaktadır. Yukarda anlattığım İsviçre modeli olmasa bile ilçemizin sularının ve ovasının da temiz ve bakımlı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenlerle, yaklaşmakta olan yerel seçimlerde, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığına ve Göksun Belediye Başkanlığına adaylığın koyacak olan siyasetçilerin konudaki projelerini ortaya koymalarını bekliyoruz. 09.02.2013 Atilla Mutlu ALKIŞ/ANKARA |
|
3783 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Çiftçinin emeği
Göksun Çileği
