Güzel GÖKSUNTebrikler, diline yüreğine sağlık, değerli hemşerimiz. "Göksundur, yaylanın hası, Stratejik konumu kadar yüksek dağları, kilometrelerce uzanan kanyonları, el değmemiş çam ormanları, yaylaları, temiz havası, çok sayıda endemik bitkileri ve coşkun sularıyla bir doğa harikasıdır Göksun. Yaşadığı dönemin en önemli halk şairlerinden olan Karacaoğlan'ın şiirlerine kaç yerleşim yerinin konu olduğunu bilmiyorum ama Göksun'un ender yerlerden biri olduğunu biliyorum. Başta Berit ve Binboğa dağları olmak üzere bölgenin en yüksek dağları, dağların çevresinde yer alan düzlükleri ve ayrıca serin havası ile yaylacılık açısından son derece zengin bir yer olan Göksun, başta yayla turizmi olmak üzere doğa yürüyüşü ve rafting'in yanı sıra kış turizmi içinde önemli bir mekândır. Turizm ekonominin itici güçlerinden biri olarak kabul edilir. Tarımda ve sanayide olduğu gibi turizm sektöründe de ürün çeşidi ve kalite arttıkça, gelir de artmaktadır. Günümüz turizminde kültürel değerler kadar, doğal değerlerin de çok büyük bir önemi vardır. Bu nedenle denizin, güneşin, kumun yanı sıra doğal ve kültürel değerlere de işlerlik kazandırılması gerekmektedir. Turizmin ekonomik gücüne ihtiyacı olan Göksun'da, kış aylarında karın ilk önce düştüğü ve en son kalktığı ender mekânlardan biri olan ‘Dibek Dağı Kayak Merkezi' projesinin hayata geçirilmesi için çok geç kalındı. Göksun Belediyesi ve Göksun Meslek Yüksek Okulu tarafından hafta sonu düzenlenen ‘1. Göksun Kar Şenliği'ni bunun ilk adımı olarak görüyorum. Ancak, Göksun'un turizm'e açılması için bu yeterli değil. Doğa sporları için ideal bir kulvar olan Büyükçamurlu ve Mürsel köyleri arasındaki muhteşem çam ormanları, hem yaya yürüyüşü, hem bisiklet turu hem de atlarla geçilebilecek çok özel bir mekândır. Yeşilin farklı tonları, su kaynakları ve tertemiz havasıyla bir oksijen deposu olan bölgenin doğa tutkunlarına açılması gerekmektedir. Diğer taraftan, Hançer Kanyonu eşine ender rastlanır güzelliklerimizdendir. 18 km uzunluğundaki kanyonun kimi bölümlerinde derinlik yer yer 300-350 metreyi bulmakta ve buralarda dağ tırmanıcıları için çok uygun yerler bulunmaktadır. Tarihi Aybastı Kalesinden başlayıp Kaleboynu Köyü'ne kadar devam eden ve eşsiz manzarasıyla görenleri hayrete düşüren kanyon'un en kısa sürede rafting turizmine kazandırılması gerekmektedir. Ayrıca, Göksun'un batı bölgesinde pek çok tarihi mekâna rastlamak mümkündür. Yapılan yüzey araştırmalarında Hançer Deresi ile Aksu Dereleri arasında kalan Kırıkkilise, Kazandere, Kaleboynu, Kırkkuyu, Hacıkodal, Büyükçamurlu ve Küçükçamurlu (Hamamgözü), Büyük ve Küçükkutu, Değirmendere gibi köylerde Hitit, Kapadokya Satraplığı, Selefkos, Roma ve Bizans dönemine ait Sunak, Kilise, Hamam, Amfi Tiyatro, Kale, Kaya Mezarı ve Kaya Evler gibi tarihi mekânlar bulunmaktadır. Höyükleri, Şehir kalıntılarını, Taşoluk Kasabası'nın 1. derece sit alanı olan hazine üzerine kurulu bir yerleşim yeri olduğunu, yörenin en gözde yaylası konumundaki Meryemçil Yaylası'nı ve diğer yaylalar ile endemik bitkileri de göz önüne alırsak Göksun'un turizm çeşitliliğinin ne kadar zengin olduğu görülebilmektedir. Bu çok özel güzellikleri içinde yaşayan bizler görmesek, farkına varmasak ve kıymetini bilmesek de 17. yüzyılda yaşayan Karacaoğlan'ın şiirlerinde kendine yer bulan Göksun, yine aynı dönem yaşayan dünyaca ünlü seyyah Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde şu şekilde yer almaktadır: "Gece gündüz gezip dolaşan, denizlerin ve karaların meşhur seyyahları Papamonta (Mapa Monda, Dünya Haritası), Atlas Minor (müellifi Gerhard Mercator öl.1594) ve Coğrafya isimli eserlerin yazarlarının belirttiklerine göre yeryüzünde tam olarak 148 adet ulu dağ vardır. Bunların bazıları yukarı kısımlarda belirtilmiştir. Göksun yaylasının bulunduğu dağ, bu sayılan 148 yüce dağdan biridir. Öyle yüksek bir dağdır ki, semasında Allah'ın en sevdiği melekler (melek-i mukerrebûn) dolaşır. Öyle bir büyük dağdır ki, yaylasında nerdeyse bir milyon insan rahat bir şekilde dolaşır, on milyon hayvan da bu geniş yaylada barınabilir. Konya ve Maraş Eyaletleri halkı ve birçok Türkmen boyları bu yaylaya konargöçerler ama o kadar geniştir ki, birbirlerinden haberleri olmaz. Bu yüce dağda o kadar çeşitli bitki, çiçek ve ağaç yetişir ki, başka yerlerin yaylaklarında bulunmaz. Binlerce pınarlar, gözeler vardır ki, her biri birer âb-ı hayat gibidir..." (Göksun Tarihi Kitabı s.66) Şimdi bütün bu güzelliklerin farkına varıp bacasız sanayi olan turizm'in ekonomik gücünden azami oranda istifade etmek için projeler üretip hayata geçirmek gerekiyor. Tanıtım için çok önemli iki kişinin yani Karacaoğlan ve Evliya Çelebinin övgülerinden faydalanıp yanı başımıza Kapadokya'ya ve Akdeniz sahillerine gelen yabancı turistlerin ilgi odağı olacak çalışmalar yapmalıyız. Çukurova'nın kara hasret milyonlarını kışın yanı başlarındaki Göksun kayak merkezine, yazında Göksun yaylalarına çekmek için bağlantı yollarını en kısa sürede tamamlamalıyız. Kısacası ‘Doğa Harikası Göksun'un bu güne kadar havasını aldık, üstüne buz gibi suyunu içtik. Bundan sonra havasını satıp, parasını alalım. Gelecek yıllarda kesintisiz olarak yapılmasını beklediğim, 1. Göksun Kar Şenliği'ni hazırlayan ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Haber aşağıdaki linkten alınmıştır. http://www.goksungundem.com/haberdevam.asp?ID=1581#.T2MBiFbMcjA.facebook |
3371 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |